TORONTO'YU KEŞFE DEVAM (3) GEZİ GÜNCESİ

Akşam oldu bizde bir telaş… Toronto’nun en yüksek kulesi 360 Tower isimli etrafında sabit bir hızla dönen bir kuleyi ziyarete gideceğiz. Bizim damat diyor ki ‘’ya yukarı çıkıp şehri seyretsek 35 dolar , bari gider yemek de yeriz veririz 65 dolar’’  Vallahi ne diyeyim böyle bir teklifi nasıl kabul etmem. Zaten haftanın programını çocuklar önceden yaptıkları için program  tıkır tıkır işliyor.
Yola koyulduk, ancak  yaklaşık bir kilometre gittikten sonra  damadım , bize   Mount Hope da bulunan  Brandtford  Mezarlığını anlattı.  Hatta çocuklar, geçen yıl buradaki  anma törenine katılmışlar.


Bu mezarlıkta Osmanlı askerlerinin yattığını söyleyince hayli ilgimi çekti ve yine hemen araştıracağım dedim. Bu konuda çok çeşitli görüşler mevcut  ve konu politize edilmeye açık.  Geçen yıl çocukların katıldığı anma töreni    Birinci Dünya Savaşında Kanada'da işçi olarak çalışırken toplama kampına gönderilen ve daha sonra yerleştikleri bu bölgede yaşamlarını kaybeden Osmanlı vatandaşları için yapılmış. Toronto Belediyesinin  izni ile geçen yıl iki adet mezar taşı  dikilmiş. Bu konuyu araştıran bilim adamı araştırmacı-tarihçi William Darfler, Brantford’da 1914 yılında gözaltına alınarak esir kampına götürülen Türkler hakkında ilk araştırmayı yapan ve tarihi gerçekleri gün yüzüne çıkartmaya başlayarak bir belgesel  filmin  finans desteği sağlanmasıyla çekimlerine başlayacakmış..  İnşallah mevcut gerçek, belgeler le kanıtlanıp  bulunur  da hepimiz geçmişimize sahip çıkarız . Türkiye’nin de bu konuda üzerine düşeceğine inanıyorum.

Geçen yılki anma törenleri için bu linki tıklayıp izleme imkanını var. http://www.turkuaz.ca/tag/brantford-mount-hope-mezarligi-turk-bolumu/örü

Bu konuları konuşup ben de sizler için artaştırırken vardığımız Toronto’nun şehir silüet’i karşımızda, yavaş yavaş park yerine geldik. 360 Tower  Manzara Kulesi … Kesinlikle gitmeye değer,   360 dereceyi, 72 dakikada tur atıp değişen manzara eşliğinde 351 metre yükseklikte mükemmel bir ambians... Yediğimiz yemekleri lezzetli  bulmak zorundayım çünkü ömrümde bukadar pahalı yemeği çok sık yemiyorum ve tabii ki öve öve bitiremeyeceğim. Gerçek ise zaten çok açtım, önümdeki beef’i lop lop çiğnemeden yuttum.




 Ancaaak elinde kızım ve benim için olduğunu sonradan anlayacağım iki adet üzerinde Happy Birthday yazan tabağı taşıyan garsona elimle git git diyorum,



gideceğine bir de Happy birthay tooo you diye bir de şarkı söylemez mi. Ben tabi yerin dibinde herkes bakıyor. Haziran ilk haftası doğumlu İkizler burcu kadınları olarak ben ve kızım Duygu  ailenin renkli kişilikleri olduğumuz için aslında gurur duyuyorum. Malumunuz  bizleri  tanıyan  ve arkadaşlık yapan herkesin ortak söylemi  sanki birden fazla  arkadaşım var diyor. Çoğu kimse İkizler burcuna dengesiz dese de bu burcun kadını olarak diyebilirim ki bir  anda ressam, bir anda aşçı, bahçıvan, ev kadını, blog yazarı,  bir anda iş kadını olabilecek kapasiteye sahip bu İkizler Burcu. Bazen yorsa da aynen bu söylemlere katılıyorum. Renkli bir burç…Hayat kısa , renkli yaşamak yazım. Ne demiş Shakespeare amcamız ‘’Ölmeden bu dünyada, bir rolümüz olsun’’.. 50 yaşımı bu şekilde  Kulenin ikinci turunu attığı 32. Dakikasında uğurlamış oldum.
Sağolun çocuklar , gözlerim yaşardı mutluluktan .

351 metre yükseklikten aşağıya bakma seramonimizle doğum gunu  surprimiz sona erdi.




BİR KANADA KLASİĞİ, DÜNYANIN TEK TERS AKAN ŞELALESİ Nİ GEZECEĞİMİZ NİEGARA FALLS’TAN DEVAM EDECEĞİZ… Takipte kalın sevgili okuyucu dostlarım.
Hakime Zahiroğlu Özgüven

Yorumlar