Nefes almayı biliyor muyuz??

“Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakinin anlayabildiği kadardır.” Mevlana

Nefes almayı biliyor musunuz?

“Tabi ki nefes almayı biliyoruz”.. Demek istenen ,doğru nefes almayı biliyor musunuz?  Konuya geçmeden önce nefesle yani solunum sistemiyle beyin ve vücut fonksiyonlarının ilişkisinden bahsetmek gerekir. Nefes alıp vermek doğal bir olaydır ancak düzensizlik de organizmaya zarar verecektir. Dakikada 12-15 nefes, bir saatte 840, 24 saatte ise 20.000 kereden fazla nefes alırız. Eğer tüm gün 20.000 kez doğru nefes almıyorsak 20.000 kez hata yapıyoruz demektir.
Hücrelerimiz enerji kullanırken atık maddeler üretirler.Bu atık maddelerin bir kısmı karbonmonoksit gazıdır.Bu atıkları,kanın yeterli oksijen taşıması ve zehirli atıkları,toksinleri dışarı atan lenf sisteminin iyi çalışması gerekir.Buradan da anlayacağımız gibi, kan oksijenlenmezse bedenimizi toksinlerden arındıramayız. Kaslarımız oksijensiz kalır.Lenf sistemi yavaşlar.Enerji tükenir ve gergin, depresif bir ruh hali bizi beklemektedir.
Beyin hücrelerimizin beslenmesi ise Beyin yalnız saf glikoz ve oksijen kullanır. Beyne giden kanda oksijen miktarı azaldığında beyin glikozu kullanamaz.Geç algılama,geç fark etme ,unutkanlık başlar.Nefes yoluyla aldığımız oksijenin % 20’si beynimiz tarafından kullanılmaktadır.


Bebeklerin nefes alışına dikkat edersek eğer,karınlarından nefes aldıklarını görürüz.Bebekler 2 yaşına kadar karından nefes alırlar.Aslında erkeklerin çoğu karından nefes almaktadır.İlerleyen yaşlarla birlikte, obezite,yanlış duruşlar,stres ve daha pek çok faktör nefes alışımızı değiştirir.Sığ nefes dediğimiz,sadece göğüsten nefes almak başlar.Bu tarz nefes kalp hastalığı ; yüksek tansiyon , kanser, ani sancılar, zatüree , astım,konuşma problemleri , stresle başa çıkamama gibi rahatsızlıkların hazırlayıcı faktörleridir. Doğru ve kontrollü nefes almanın tüm bu hastalıklara faydası vardır.

Biz vücudumuzda yaşamsal faaliyetlerimizi sürdürürken herhangi bir katkıda bulunmayız. Ne emir verebiliriz ne hareket etmeleri için kaslarımıza komut verebiliriz. Bunların hiç birine gerek yoktur çünkü akciğerlerimiz bu enerjinin nasıl sağlanacağının bilmektedir. Nefes alma DNA lara yazılı komutların yürürlüge girmesi ile kontrolümüz dışında otonom çalışır. Bizim devreye girmemiz sayesinde orjinal programın yanlış tutumlarımız nedeni ile çalışmayı aksatmasının önüne geçilir. Amacımız sistemin kurgusuna sadık çalışmasına yardımcı olmak ve orjinal işleyişi devam ettirmektir.
Akciğerlerimiz, bisiklet lastiği  şişirme pompası gibi vücut ıcın hava alır verir. Ama akciğer çalışması için dış güce ihtiyaç duyar. Bu güç diyafram ve aralarında bulunan kaslarla sağlanır.

Sağlıkta dönüşüm yolculuğu yazılarımız devam edecek…

Yorumlar