Ülkemizde uygulanan sınav değerlendirme sistemleri LGS ve YKS
sınavlarıyla öğrenci gençlerimizin orta eğitim ve lise başarısı ölçülmektedir.
Bence bu sistemin faydalı olup olmadığı tartışılır. Sınav başarısı ölçülen öğrenci
gençlerimiz eğitimde başarıyı yakalamak
ve iyi okullarda okuyabilmek için çabalarken , sahip oldukları ruhsal ve bedensel rahatsızlıklardan
kurtulmak adına yaşam boyu uğraş vermektedirler. Fikri ve bedeni sağlıklı
gençlerin yetişmesi için ülkemizde sınav değerlendirilmesi bence ilkokuldan başlayarak
öğrenci gencin ölçülmesi ve kaynakların
rasyonel kullanımı ile mümkün olabilir. Ayrıca gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin
örnek alınmasının da öğrenci gençlerimizin yetişmesinde etkisi olacağına inanıyorum.
Gelişmiş ülkelerde bu durum öğrenci gençleri hayata hazırlamak ve sınav stresi olmadan öğrenci
gence birey olma olgunluğunu kazandırmaya yöneliktir. Lise eğitimine kadar
yapılan değerlendirme ve ölçme sınavları ıle öğrenci gençlerin kapasitesi
anlaşılmakta ve ona yönelik bir eğitim planı tavsiye edilmektedir. Öğrenci
gençler eğitim sonrası çizdikleri gelecek planları ile sorumluluk alarak, birey
bilinci ile yetişir.
Bizde sınavlara hazırlanan öğrenci gençler hayatından spor dahil odak dağıtıcı olduğu
düşünülen tüm uğraşları çıkarıp sadece
sınavlara hazırlanmak zorundadır. Bunun yanı sıra okulun prestiji olma ; aile
baskısı ve yoğun derslere de odaklanması gerekecektir. Bitmedi devam; her iki
sınava hazırlanan öğrenci gençlerin okudukları Devlet veya özel okulda öğrenemedikleri
düşünülerek ÖYSM’den hazırlanan hiç okul müfredatı ile alakalı olmayan soruların
kısa ve kestirme yolunu bulmak için dershanelere giderler. Her ne kadar kapatıldıysa da Etüd Okulları ve çeşitli isimlerle
işine devam eden dershanelere giden öğrenci gençler, sorunun bir nevi üçkağıt kısa
çözüm yolunu bulduğunda sevinir. Sınavda ne kadar başarır bu öğrenci gençler bilemem
, ancak şu gerçektir ki bu sistemle hazırlanan öğrenci gençlerimiz , artık
hayatta da kısa yol ve üçkağıt arar hale getirilirler. Sınav yılı ,Dershanelerin
yıllık ücretleri aile bütçesinde en büyük
harcama kalemlerden biridir. Evden
uzakta olan dersanelere gidiş geliş de ayrıca maddi külfet ve zaman kaybı olur.
Tüm bu çaba ve uğraşın sonunda sınav ölçme ve değerlendirmede
görülmüştür ki başarı beklenen düzeyde değildir. Mesela yazılı kaynaklardan
aldığım bilgilere göre ; Lise Giriş sınavlarında ise 2019 ‘da Matematikte 72
bin öğrenci sıfır çekti. Liseye Geçiş Sınavı’nda (LGS) öğrencilerin en
başarısız oldukları test matematik oldu. 20 soruluk bu testte öğrencilerin 72
bini tek bir soruyu bile doğru yanıtlayamadı. Bu durum YKS’de 2018 de YKS'nin
ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi'nde adayların 4'te 1'i barajı geçmek için
gerekli olan 15 neti çıkaramadı, bu adayların 41 bin 281'i ise sıfır çekti. 2019
da ise ÖSYM'nin raporu incelendiğinde,
yaklaşık 2 milyon 390 bin adayın girdiği yükseköğretim kurumları sınavında,
yaklaşık 15 bine yakın adayın sıfır puan aldığı tespit edildi. Bu da bize bir
yerde sistemde büyük bir hatanın yapıldığını gösterebilir.
Özetle üzüntüm bunca emek ve çabanın beyhude olmasıdır.. Ülkemizde
çok iyi okullarda okuyabilmenin mümkün olması ilk okuldan gelerek ölçme ve sınav değerlendirilmesi; daha akılcı ve kaynakların daha verimli kullanılması
ile mümkün olabilir. Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemlerinin örnek alınması , sınavların
başarı öykülerinin izlenerek tatbik edilmesi gerekir. Hem Ailelere, hem öğrenci
olan ve yetişen gençliğimize hem de Devletimize fayda sağlayacak şekilde bu
sistemin revize edilmesi gerektiğine candan inandığımı belirtmek isterim. Fikri ve bedeni sağlam yetişen gençlik; vatanını fikri sağlam; bedeni sağlam toprağını koruyarak , tüm bu
değerlere sahip çıkan çağdaş ve birey olmuş düşünen , merak edip araştıran, yargılayan,
adaletli ve çalışkan gençliği olacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder